Uyku nöbetle tekrarlanan bir yarı ölüm hali ve şuûr bulanıklığıdır. Uyku
insanın ihtiyacı için
Rabbül Âlemin tarafından verilmiş olan İlâhi bir ni'mettir. Kur’ân-ı Azimüşşan'da (Alâk
Sûresi/Âyet:
9'da) bu konuya açıklık getirilerek
«Uykunuzu dinlenmeniz için oluşturduk»
denilmektedir. Uyku fikrin, dimağın, fiziki bedenin tümünün «organların» dinlenebilmesi ve hücrelerin yenilenmesi için gerekli olan zaman dilimidir. Şayet bu zaman insanlara verilmeseydi ne olurdu?.. Bir düşünün - Korkunç!.. Çünkü yenilenme olmayınca bir müddet sonra insanın beyni duyuları ve fiziki bedeni iflâs ederdi. Çeşitli ilim adamlarının (Psikiyatrislerin) bu konudaki ortak görüşü,«Uyku ruha iyilik bedene sıhhat verir bu yüzden sağlığın mükemmel olmasını isteyen insanlar lütfen uykularına özen göstersinler» denilmektedir.
Uykusuzluksa insanı sinirli, hırçın ve asabî yapar. Kişinin bütün hareketlerinde düzensizlik oluşur. Halbuki uyku esnasında soluk alıp vermek yüzeyselleşir. Kanın basıncı düşer, kalp çarpıntıları ağırlaşır, kollarda bacaklarda hareket azalır ve kişinin şuûru tamamen istirahate çekilir.Okul çağı çocuklarının belleklerinin güçlenmesi eğitimlerinin başarılı olabilmesi ve sağlıklı bir bedene sahip olabilmeleri için mutlaka düzenli uyku uyumaları gereklidir.
Orta yaşlı olan kişilerde uyku ihtiyacı 6-10 saat, yaşlılarda ise bu süre geceleyin daha azalarak yanlız gündüz artarak belirlenmektedir. İnsanlar açlığa az çok dayanabilirler lâkin uykusuzluğa aslâ dayanamazlar. Az uyku nasıl bedenin ihtiyacı için gerekli olan zamanı insana vermiyorsa fazla uyku uyumakta (fazla yemek gibi) insana zararlıdır.Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.leri Marifetnâme adlı eserinde bu konuya temas ederek;
«Erenler yoluna giden, üç hasletten gitmiştir. İlki zaruret olanın dışında yememek. İkincisi imkân sınırı içinde fazla uyumamak. Üçüncüsü gerekli olandan fazla konuşmamak hâsılı, uykus çok olanın ruhu hasta ve işi zordur.»
Demek ki Rabbil Âlemine «Yâkiyn» olmak isteyen bir kimse yemeğine,' uykusuna ve söylediği sözlere dikkat etmeli bu konularda daima ölçülü olmalıdır.Uyku iki bölüme ayrılır:
İlki yatağa yatıldığı zaman uyumakla uyumamak arasında olan zaman, daha sonra da iyice dalarak uyumak ki buna DERİN UYKU denir. Bu süreler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Tıp bilim adamları en rahat uykuya yatış şeklinin sağ tarafa dönerek yatmak olduğunu söylemektedirler. Halbuki Peygamber efendimiz (S.A.V) bu durumu bizlere tam on dört asır evvel bildirmiştir. Ukbe bin Âmirden rivayet olunan Hadîs-i şerife göre...Hz. Resûlullâh (s.a.v) buyurdu ki:
«Bir kimse Bakara sûresinin sonundaki iki âyet-i kerîmeyi okuyup abdestli olarak sağ yönüne yâni kıbleye doğru yüzünü dönerek yatsın bu sabaha dek ona yeter. »
Ayrıca uykuya yatarken bunlar haricinde de okunmasında faydalı olan dualar vardır ki bunların okunması çok faziletlidir. Çünkü uyku bir nevî, insanın ölüm halidir. Kişi uyurken pekâla ruhunu teslim edebilir, malı ziyâna uğrayabilir. Cenâb-ı Hakk (c.c) bizleri Kur'ân'da bulunan (En'âm sûresi/Âyet: 60)«O dur ki, sîzleri uyutarak ölü gibi yapıyor» diyerek bizleri uyarmaktadır.
Ölümden sonra dirilmeye inanmayanlara ne güzel bir örnektir kişinin «Uyku» hali. Şu halde mü'min kişi her zaman olduğu gibi uykuya yatarken de Yüce yaradana sığınmalı ve duâ etmelidir. Çünkü «Duâ mü'minin silâhıdır», «Duâ mü'minin kalkanıdır», «Duâ ibâdetlerin özüdür» Biz sitemizde bu duâlardan bazı örnekler vererekte sizlere yardımcı olmak istiyoruz. İnşâAllâh tüm inanan insanlar, tüm duâ nimetlerinden fayda sağlamayı bilirler ve Cenâb-ı Hakk'a (c.c) duâ etmek bizlere ve tüm inanan insanlara nasib olur. Çünkü Cenâb-ı Hakk (c.c) her şeyi insana nasîb ettiği gibi duâ etmeyi de nasîb etmektedir. Çünki Cenâb-ı Hakk'tan (c.c) izinsiz bir tek yaprağın kımıldayamayacağı gibi, ihsana da nasîb olmazsa duâ etmek değil bir tek kere göz kapaklarının kirpiğini birbirine değdiremez bile.